Kamil Haliloğlu, Aras Türkoğlu, Murat Aydın
Yabancı otlar, kültür bitkileriyle su, mineral maddeler ve alan yönünden rekabete girerek çeşitli oranlarda verim kayıplarına yol açmaktadırlar. Bu çalışma, ekmeklik buğdayın Kırik çeşitinde imazamox (IMI) herbisitinin; çimlenme ve fide ile ilgili etkilerini ve ıslah amaçlı çalışmalarda uygulanabilecek optimum dozu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma tesadüf parsellerinde 4 farklı IMI uygulama konsantrasyonu [0 (kontrol), 40, 50, 60 ppm], 3 farklı tampon solüsyonu (pH=7.0) [MES hydrate, Fosfat Buffer ve Saf su] ve 2 farklı ön uygulama [24 saat herbisit solüsyonunda bekletme ve daha sonra saf su içeren çimlenme kaplarında çimlendirme ve çimlendirme ortamında sürekli bulundurma] faktöriyel deneme desenine göre 4 tekrarlı olarak yürütülmüştür. Araştırma sonunda, çimlenme oranı (ÇO), ortalama çimlenme zamanı (OÇZ), çimlenme hızı indeksi ve çimlenme gücü indeksi (ÇGİ), kök ve sürgün uzunluğu ve ağırlıkları ile ilgili veriler elde edilmiştir. Yapılan incelemeler sonunda tüm çözeltilerdeki kontrol uygulamalarında 24 saat süreyle bekletme işleminde OÇZ zamanında artışa, diğer incelenen özelliklerin tamamında bir azalmaya neden olduğu gözlenmiştir. Çimlenme ortamında herbisitin devamlı olarak bekletildiği uygulama şeklinde yapılan incelemeler sonunda tampon solüsyonların kontrol uygulamaları karşılaştırıldığında aralarında bir fark olmadığı gözlenmiştir. Tampon çözeltilerinin ortalamasına göre herbisit dozları karşılaştırıldığında herbisit dozundaki artışa bağlı olarak OÇZ’de artış, bu özellik dışındaki diğer özelliklerde ise genelde önemli bir azalma kaydedilmiştir. Herbisitin etkisi tohumun çimlenmesinden ziyade bitki gelişimiyle yakından ilgili olan fide özelliklerinde (kök ve sürgün uzunluğu ve ağırlıkları) daha fazla olmuştur. Yapılan incelemeler sonunda en fazla büyüme ve gelişim engellenmesi fosfat tampon çözeltisinde hazırlanmış ve 60 ppm imazomax içeren ortamda meydana gelmiştir. |
|
yeşim dal, Önder TÜRKMEN
Ispanak (Spinacia oleracea L.), yenilebilir yeşil yapraklar için kullanılan en önemli kışlık sebzelerden biri olmakla birlikte dünyanın çoğu bölgesinde talep artışına bağlı olarak son on yılda üretim miktarlarında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Kullanıma bağlı olarak, ıspanak yaprakları genel olarak üç tipe ayrılır: (i) savoy tipi (taze pazar amaçlı kullanılır), (ii) işleme tipi (düz, kırışıksız ve kürek şeklindeki yaprakları olan pürüzsüz yaprak tipi), ve (iii) tadı ve narin yapısı nedeniyle tercihen salatalarda kullanılan bebek ıspanaktır. Ispanak popülasyonlarının araştırılması yeni çeşitlerin geliştirilmesi ve çalışmalarının başarıya ulaşabilmesi için ıspanak popülasyonları hakkında yeterli biyolojik, taksonomik, genetik ve agronomik bilgi birikimine gereksinim vardır. Bu araştırma ülkemiz koşullarında kışlık sebze olarak performanslarının belirlenmesi için yerli ve ticari çeşitlerden oluşan S2 kademesine ait 157 ıspanak genotipi agro-morfolojik özellikler kullanılarak çeşitliliklerini belirlemek için değerlendirilmiştir. Çalışılan genotipler, dünyadaki çekirdek ıspanak koleksiyonunun oluşturulması için önemli bir kaynaktır. Sonuç olarak IPGRI kriterlerine göre agro-morfolojik karakterizasyonu yapılan ıspanak genotiplerinin yüksek oranda morfolojik çeşitlilik gösterdiği göstermiştir. Mevcut araştırmanın sonuçları, ıspanak yetiştirme programlarında yerel türlerin korunması ve kullanılması görevlerini destekleyeceği düşünülmektedir.
Mehmet HAMURCU, Fevzi Elbasan, Zuhal Zeynep AVSAROGLU, Ayşe Humeyra OMAY, Ayse TORUN, Fatma Gokmen YILMAZ
Bu çalışmada, iki farklı kabak genotipinin (C-26 ve C-27) kuraklık stresi koşullarında kök büyüme parametreleri ve bazı besin elementi konsantrasyonları üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Araştırma beş tekerrürlü olarak gerçekleştirilmiştir. Her iki genotip de kuraklık stresinden olumsuz etkilenmiştir. Ancak C-26 genotipinin kök büyüme oranlarında C-27'ye göre daha belirgin bir (48%) düşüş gösterdiği tespit edilmiştir. Ancak, C-26 genotipinde kök yaş ve kuru ağırlıklarında artış olurken, C-27 genotipinde kontrole göre düşüşler olmuştur. Kuraklık stresi ile C-26 genotipinde Ca, Mg ve Na içeriklerinde önemli bir azalma olduğu görülmüştür. K miktarında, C-27 genotipi, C-26'ya göre daha fazla bir düşüş göstermiştir. Kabak gibi ekonomik potansiyele sahip bitkilerde kuraklık koşullarında bitki besin elementlerinin içerikleri hakkında bilgi sahibi olunması, bu koşullar altında bitkilerin büyüme ve gelişmesini kontrol etmeye yardımcı olabilir.
Burcu AKSÜT, Samet Kaya DURSUN, MUHAMMED TAŞOVA
Bu çalışmada, mor havuç Nüve ID 300 iklimlendirme test kabininde sabit 65 °C sıcaklıkta kurutularak kaynar suya daldırma ön işleminin etkisi araştırılmıştır. Kuruma süresi, kuruma oranı, rehidrasyon, renk, sertlik ve efektif difüzyon parametreleri açısından en uygun kurutma yöntemi araştırılmıştır. Uygulanan ön işlemin mor havucun kuruma süresini önemli düzeyde azalttığı tespit edilmiştir. Kaynar suya daldırma ön işlemi uygulanan örnekler 5.5 saatte, ön işlemsizler (kontrol) ise 6.5 saatte kurumuştur. Tazeye en yakın (p<0.05) renk değerleri kaynar suya daldırıldıktan sonra kurutulan örneklerde tespit edilmiştir. En yüksek su alma kapasitesi kaynar suya daldırılan ön işlemi uygulanan örneklerde belirlenmiştir. Kontrol örneklerinin efektif difüzyon değeri 4.10x10-10 m2/s ve kaynar suya daldırılan örneklerde ise 4.31x10-10 m2/s olarak hesaplanmıştır. Kurutma modelleri arasında kuruma verilerini en iyi Polinomial Cubic modeli (R2: 0.9999) tahmin etmiştir. Uygulanan kaynar suya daldırma ön işlemi havuç örneklerinin kuruma süresini azalttığı, renk değerlerini kontrole göre daha iyi koruduğu ve efektif difüzyon değerlerini hızlandırdığı tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre mor havuç örneklerinin kurutulması işlemlerinde kaynar suya daldırma ön işleminin uygulanması hem kuruma kinetiği hem de kalite özellikleri açısından önerilmektedir. |
necibe kayak, Banu Çiçek Arı, yeşim dal, Ünal KAL, Musa Seymen, Önder TÜRKMEN
Bu çalışmada, biber çeşit ıslahı programı kapsamında geliştirilen 5 hibrit dolmalık biber çeşit adayının Konya’da tarla koşulunda yaz dönemi yetiştiriciliğinde meyve kalite ve verim özellikleri yönünden performanslarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. İlk hasatlar, fide dikiminden itibaren 68 gün sonra yapılmıştır. Meyve uzunluğu, 54.28-80.49 mm arasında değişim göstermiştir. Meyve çapı, 47.59-66.52 mm ve et kalınlığı 3.55-5.08 mm arasında bulunmuştur. Dolmalık biber genotipleri arasında bitki başına verim ortalaması 933.4 g olup; en yüksek 1496 g ile E27 çeşit adayına ve en düşük 678 g ile P17 çeşit adayında gerçekleşmiştir. Hibrit biber çeşit adaylarında bitki başına meyve sayılarının ortalama 14-22 adet arasında değiştiği belirlenmiştir. Bu çeşit adaylarının kurak ve yarı kurak iklime sahip Konya ekolojisi gibi bölgelerde açık arazi şartlarında yetiştirilebileceği ve ülke tarımına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. |